Kıyamet (1979) izle
(1979)
Yönetmen:
Francis Ford CoppolaOyuncular:
Martin Sheen, Marlon Brando, Robert Duvall Apocalypse Now, gerçeği arayışıyla uzun, karanlık ve ıssız bir yolculuğun mistik bir şekilde anlatıldığı bir filmdir. Film, The Doors'un The End parçası eşliğinde bir katliam ile başlar. Yüzbaşı Willard'ın yalnız bir odada beynini yemesiyle devam eden çılgın dansı, filmdeki atmosferi pekiştirir. Yüzbaşı, sonra Albay Kurtz'u yok etme göreviyle çağrılır. Kurtz'un yok edilmesi, adeta tanrısal bir gücün yok edilmesiyle eş değer gösterilir. Hatta görevi veren herkes, bir anlamda tanrısal bir figüre aşıktır. Bu noktada, Harison Ford'un canlandırdığı bir karakterin, Marlon Brando'nun Kurtz'u yok etme emrini vermesi anlamlıdır.
Film, Amerikan alt tabakasından oluşan bir ekip ile yola çıkar. Bu yolculuk, adeta bir hac yolculuğu gibidir. Hac yolculuğunda yaşananlar, insanların inancını güçlendirebilir ya da yok edebilir. Film de bu gerilim üzerine kurulmuştur.
Yolculuk, önce Süvari alayının destansı yolculuğu ve ortaya çıkan gazap ile kesilir. Bu sahnede, Coppola'nın filmi hangi tarafıyla çektiğini anlamak zordur. Savaş, insani boyutta ve ateşin içinde devam ederken, Amerikan askerlerinin Playboy kızlarına bakışı, insanlıktan öte vahşi bir hayvan gibi dürtülerin esiri olmuş askerler olarak tasvir edilir. Bu, Hollywood sinemasında ilk defa askerlerin denetimsiz hayvanlar gibi gösterildiği bir durumdur. Ayrıca filmde, sex ve savaş arasındaki temel benzerlik vurgulanır. Yüzbaşının kadınları pazarladığı terk edilmiş bir kışlada kadınlarla yatmaktan öte, eşcinsel eğilimleri olan askerlerin görüntüsünde, ordunun kuruluşundaki erkek egemen bakışa eleştirel bir yaklaşım sergilenir.
Albay Kurtz'a ulaşma yolunda duraklardan biri de ukala ve gelenekçi Fransız kolonisi olan bir yerdir. Bu bölümde, Vietnam'ın karanlık tarihinde Fransızların oynadığı karanlık rolü anımsatan bir gönderme yapılır. Filmdeki klişe bir konu ise, ekipteki askerlerin teker teker ölmesidir. Onlar bilmedikleri bir ülkede, bilmedikleri bir sebep için ölürler ve üzerine Kurtz'un siyasi görüşleri dayatılır. Savaşın anlamlı ya da anlamsız sebepleri nasıl açıklanırsa açıklansın, ölenlerin gerçekliği her zaman vardır. Ancak bu gerçek anlaşıldığında, artık gerçek olmaz ve ölüm için hiçbir şey kalmaz. Bu gerçeği kendi yolculuğunda keşfeden Albay Kurtz, parlak kariyeri ve ailesini bırakmıştır. Bu durum, İsa'ya benzetilir.
Yüzbaşı Willard, Kurtz'un mabedine ulaştığında Kurtz'un müridleri tarafından karşılanır. Willard, Kurtz'u yok etmek ya da yok etmemek arasındaki ikilemdeyken, Kurtz ölmek ister. Ancak fikirleri yaşar ve onları düşünen insanlara anlam katar. Coppola, epik bir tarzda boğa ve Kurtz'un kafalarının aynı sekansa yerleştirilerek kurban edil
Film, Amerikan alt tabakasından oluşan bir ekip ile yola çıkar. Bu yolculuk, adeta bir hac yolculuğu gibidir. Hac yolculuğunda yaşananlar, insanların inancını güçlendirebilir ya da yok edebilir. Film de bu gerilim üzerine kurulmuştur.
Yolculuk, önce Süvari alayının destansı yolculuğu ve ortaya çıkan gazap ile kesilir. Bu sahnede, Coppola'nın filmi hangi tarafıyla çektiğini anlamak zordur. Savaş, insani boyutta ve ateşin içinde devam ederken, Amerikan askerlerinin Playboy kızlarına bakışı, insanlıktan öte vahşi bir hayvan gibi dürtülerin esiri olmuş askerler olarak tasvir edilir. Bu, Hollywood sinemasında ilk defa askerlerin denetimsiz hayvanlar gibi gösterildiği bir durumdur. Ayrıca filmde, sex ve savaş arasındaki temel benzerlik vurgulanır. Yüzbaşının kadınları pazarladığı terk edilmiş bir kışlada kadınlarla yatmaktan öte, eşcinsel eğilimleri olan askerlerin görüntüsünde, ordunun kuruluşundaki erkek egemen bakışa eleştirel bir yaklaşım sergilenir.
Albay Kurtz'a ulaşma yolunda duraklardan biri de ukala ve gelenekçi Fransız kolonisi olan bir yerdir. Bu bölümde, Vietnam'ın karanlık tarihinde Fransızların oynadığı karanlık rolü anımsatan bir gönderme yapılır. Filmdeki klişe bir konu ise, ekipteki askerlerin teker teker ölmesidir. Onlar bilmedikleri bir ülkede, bilmedikleri bir sebep için ölürler ve üzerine Kurtz'un siyasi görüşleri dayatılır. Savaşın anlamlı ya da anlamsız sebepleri nasıl açıklanırsa açıklansın, ölenlerin gerçekliği her zaman vardır. Ancak bu gerçek anlaşıldığında, artık gerçek olmaz ve ölüm için hiçbir şey kalmaz. Bu gerçeği kendi yolculuğunda keşfeden Albay Kurtz, parlak kariyeri ve ailesini bırakmıştır. Bu durum, İsa'ya benzetilir.
Yüzbaşı Willard, Kurtz'un mabedine ulaştığında Kurtz'un müridleri tarafından karşılanır. Willard, Kurtz'u yok etmek ya da yok etmemek arasındaki ikilemdeyken, Kurtz ölmek ister. Ancak fikirleri yaşar ve onları düşünen insanlara anlam katar. Coppola, epik bir tarzda boğa ve Kurtz'un kafalarının aynı sekansa yerleştirilerek kurban edil
Henüz hiç yorum yapılmamış.
İlk yorumu yapan sen olmak istemez misin?